'Şarkılar politikadan, kurumlardan, sistemden daha güçlüdür. Hayatın sonuna kadar kalabilirler, temizdirler ve bir çok güzel şeye sebep olabilirler. İktidarlar, sistemler yıkılabilir, devirler değişebilir, şimdi dünyayı yönetenler kısa bir süre sonra üstelik bütün kötülüklerine rağmen unutulabilirler.'
demişti kazım koyuncu.siyasal bilgiler fakültesini bırakıp neden müzikle uğraştığını açıklıyordu.o söylemek istediklerini müzikle, insanlara haykırıyordu.lazca,hemsince,megrelce,gürcüce ve türkçe sarkılar soyledi.turkce dısındaki bazı sarkıları belki anlaşılmadı ama kendi kültürünü her zaman yansıttı.yöresel calgılar olan tulum ve kemenceyi gitarla bulusturdu ve harika eserler koydu ortaya.O müzik adamlığının yanında bir muhalif, bir fikir düşünce ve tepki adamıydı.'Evet ben karadenizliyim, ben bir müzik adamıyım ama her şeyden önce ben bir devrimciyim' derken müziğin sadece insanları eglendirmek,dinlendimek için değil haksızlıklara,zorbalıga,aclıga,zulme ve acıya karsı bi tepki olarak yapılacagını da gosterdi. .
O ölmeden önce de kanser karadenizin kanayan yarısıydı.Herzaman vurguluyordu bu sorunu.Ve hayatta en korkutuğu sey basına geldi.Fiziksel olarak aramızdan ayrıldı.Ama onun müziksel ve fikirsel kişiliğinin yanında olanlar olarak biz hep bunu diyeceğiz: 'KAZİMİŞİ GZAS VORERT' (KAZIMIN YOLUNDAYIZ)
ve
o kumral, sair ceketli cocuk
sarkılarla gecti aramızdan
kayiten kazim abi