| teachersdeu kendi forumumuz |
|
| attila ilhan | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AuSet_ Misafir düşmanı (iyi bişey bu ha)
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 15/04/08
| Konu: attila ilhan Salı Nis. 22, 2008 1:31 am | |
| 1925 doğumlu izmir'li usta şair ve düşünür. şiirlerini ve onun hakkında paylaşmak istedklerimizi yazalım buraya... | |
| | | AuSet_ Misafir düşmanı (iyi bişey bu ha)
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 15/04/08
| Konu: Geri: attila ilhan Salı Nis. 22, 2008 1:33 am | |
| ben başlayayım mesela;
üçüncü şahsın şiiri
gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu, ağlardım beni sevmiyordun, bilirdim bir sevdiğin vardı, duyardım çöp gibi bir oğlan, ipince
hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felaketim olurdu, ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu ağaçlar kuş gibi gülerdi sessizce bir cigara yakardın parmaklarımın ucunu yakardın kirpiklerini eğerdin, bakardın üşürdüm, içim ürperirdi felaketim olurdu, ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi hele seni kollarına aldı mı felaketim olurdu, ağlardım. | |
| | | AuSet_ Misafir düşmanı (iyi bişey bu ha)
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 15/04/08
| Konu: Geri: attila ilhan Salı Nis. 22, 2008 2:05 am | |
| attila ilhan'ın ağzından şiirinin hikayesi; o yıllarda, özellikle izmirde bazı genç kızlar, telefonla beni arardı. kimisi adını verir, kimisi vermez. bazısı ile kültürpark'ta ya da karşıyaka'da bir deniz kahvesinde buluşuruz, söyleşiriz. bazısı 'meçhul' kalmayı yeğler, sadece telefonla söyleşir. şiir işte bu sonuncu türden bir ilişkinin etkisiyle yazıldı. kim olduğunu hala bilmediğim o genç kız, en çok da geceleri beni arar, sıcak, biraz kırık sesiyle, dakikalarca konuşurdu. ben de konuşurdum elbet. allah bilir ona neler anlatırdım. derken, dönüp dolaşıp onun benim neyim olduğu sorusuna takıldık, sıcak bir yaz akşamı gibi hatırlıyorum, sen dedim benim hiçbir şeyimsin. sonra bu yeni şiirin ilk mısrası oldu. bitirip ona okuduğumda, adamakıllı içlendiğini hatırlıyorum. kimdi dersiniz? | |
| | | AuSet_ Misafir düşmanı (iyi bişey bu ha)
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 15/04/08
| Konu: Geri: attila ilhan Salı Nis. 22, 2008 2:05 am | |
| sen benim hiçbir şeyimsin yazdıklarımdan çok daha az hiç kimse misin bilmem ki nesin lüzumundan fazla beyaz sen benim hiçbir şeyimsin varlığın yokluğun anlaşılmaz
galiba eski liman üzerindesin nasıl karanlığıma bir yıldız olmak dudaklarınla cama çizdiğin en fazla sonbahar otellerinde üniversiteli bir kız uykusu bulmak yalnızlığı öldüresiye çirkin sabaha karşı öldüresiye korkak kulağı çabucak telefon zillerinde
sen benim hiçbir şeyimsin hiçbir sevişmek yaşamışlığım henüz boş bir roman sahifesinde hiç kimse misin bilmem ki nesin ne çok çığlıkların silemediği zaten yok bir tren penceresinde
sen benim hiçbir şeyimsin yabancı bir şarkı gibi yarım yağmurlu bir ağaç gibi ıslak hiç kimse misin bilmem ki nesin uykumun arasında çağırdığım çocukluk sesimle ağlayarak
sen benim hiçbir şeyimsin | |
| | | keymark9 Kurucu
Mesaj Sayısı : 148 Kayıt tarihi : 30/03/08 Nerden : izmir
| Konu: Geri: attila ilhan Salı Nis. 22, 2008 2:26 am | |
| 1925 yılında İzmir’in Menemen ilçesinde doğdu.İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek öğrenimini yarıda bıraktı, gazete ve dergilerde çalıştı. Demokrat İzmir Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü ve Başyazarlığından Ankara’da Bilgi Yayınevi Danışmanlığına geldi (1973-1980). Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığını sürdürdü (1968- ) (Yeni Ortam, Dünya, Milliyet, Söz, Güneş, Meydan) 1950’li yıllarda Vatan Gazetesi’nde sinema eleştirileri yazdı, senaryo yazarlığına başladı. Senaryolarında Ali Kaptanoğlu adını kullandı. Bel başlı filmleri: Yalnızlar Rıhtımı (Lütfi Akad), Ateşten Damlalar (Memduh Ün), Rıfat Diye Biri (Ertem Gönenç), Şoför Nebahat (Metin Erksan), Devlerin Öfkesi (Nevzat Pesen), Ver Elini İstanbul (Aydın Arakon). Şimdi İstanbul’da bağımsız yazar.
İlk şiiri Balıkçı Türküsü, Yeni Edebiyat gazetesinde çıkmıştı (sayı: 23,1.10.1941), ilk düzyazısı ise (Kültürümüz Üzerine Düşünceler) Balıkesir’de yayınlanan Türk Dili Gazetesi’nde (29.10.1944). Duvar kitabına aldığı Cabbaroğlu Mehemmed şiirinin 1946 CHP Şiir Yarışması’nda ikincilik almasıyla tanındı.Şairliğinin ilk on yılını, destan boyutlarıyla ve duygusal, gergin bir hava içinde, İkinci Dünya Savaşı’nın Avrupa’yı saran bezginlik çöküntülerini yansıtmaya adamıştı. Zamanla (1955- ) toplumcu kollayışı bırakmamakla birlikte tek insanın duygu dünyasından kesitler verdi; artistik abartmalarla ve yerli dünya görüşüne de yaslanarak, bireysel temaları işledi. Aynı gerginlik ve gerilim kendine özgü bir söz dizim ve hazinesiyle at başı, çarpıcı benzetmelerle zenginleşmiş romanlarında da görülür. Eleştiride uzun zaman toplumcu gerçekçilik ilkelerine bağlı kalmıştı.
ESERLERİ Şiir kitapları: Duvar (1948), Sisler Bulvarı (1954),Yağmur Kaçağı (1955), Ben Sana Mecburum (1960), Bela Çiçeği (1962), Yasak Sevişmek (1968), Tutkunun Günlüğü (1973), Böyle Bir Sevmek (1977), Elde Var Hüzün (1982), Korkunun Krallığı (1987), Ayrılık Sevdaya Dahil (1993).
Romanları: Sokaktaki Adam (1953), Zenciler Birbirine Benzemez (1957), Kurtlar Sofrası (1963/64), Bıçağın Ucu (1973), Sırtlan Payı (1974), Yaraya Tuz Basmak (1978), Fena Halde Leman (1980), Dersaadet’te Sabah Ezanları (1981), Haco Hanım Vay (1984), O Karanlıkta Biz (1988).
Gezi notları: Abbas Yolcu (1957).
Deneme-anı türü: Hangi Sol (1970), Hangi Batı (1972), Faşizmin Ayak Sesleri (1975), Hangi Seks (1976), Hangi Sağ (1980), Gerçekçilik Savaşı (1980), Hangi ****** (1981), Batının Deli Gömleği (Gazete yazıları, 1981), İkinci Yeni Savaşı (1983), Sağım Solum Sobe (Gazete yazıları, 1985), Yanlış Erkekler Yanlış Kadınlar (1985), Ulusal Kültür Savaşı (1986), Sosyalizm Asıl Şimdi (1991), Aydınlar Savaşı (1991), Kadınlar Savaşı (1992), Hangi Edebiyat (1993), Hangi Laiklik (1995),Hangi Küreselleşme (1997), Bir Sağ Kırmızı Karanfil (gazete yazıları, 1988).
Senaryosunu yazdığı Sekiz Sütuna Manşet (6 bölüm) 1982’de, Kartallar Yüksek Uçar (12 bölüm) 1984’te, Yarın Artık Bugündür 1986’da, Yıldızlar Gece Büyür (16 bölüm) 1992’de, Tele-Flaş (13 bölüm) 1993’de TV dizisi olarak oynandı. Atilla İlhan’ın Bütün Şiirleri Bilgi Yayınevi tarafından basılıyor (1983).
Tutuklunun Günlüğü kitabıyla Türk Dil Kurumu 1974 şiir Ödülü’nü, Sırtlan Payı romanıyla da 1974-1975 Yunus Nadi Armağanı’nı kazandı.
Hangi Batı Anılar ve Acılar 2 Atilla İlhan Bilgi Yayınevi / Atilla İlhan Bütün Eserleri Dizisi
Bütün aydınlarımızca, Batı sorununun yeniden söz konusu edildiği bugünlerde uzun yıllar Batı'da yaşamış bir ozanımız Attila İlhan, kendi görüş ve değer yargılarını, bir sanatçı titizliğiyle kaleme aldığı bu anılarında yansıtmıştır. Yazar, kitabının bir yerinde şöyle demektedir: "Lisede 'Sophokles' okuduk, klasik Türk musikisine sövmeyi, Divan şiirini hor görmeyi, buna karşılık devletin yayınladığı kötü çevrilmiş, Batı klasiklerine körü körüne hayranlık göstermeyi öğrendik. Sanki 'Sinan Leonardo'dan önemsiz, Mevlana Dante'den küçüktü, Itri ise Bach'ın eline su dökemezdi. Aslında kültür emperyalizminin ilmiğini kendi elimizle boynumuza geçiriyorduk, ulusal bileşim arama yerine hazır bileşimleri aktarmak hastalığımız tepmişti."
Hangi ****** Anılar ve Acılar 5 Atilla İlhan Bilgi Yayınevi / Atilla İlhan Bütün Eserleri Dizisi
"... 'Hangi ******', hemen her gün gözden geçirdiğimiz, hemen her gün bir başka boyutunu bulup ortaya çıkarmaya çalıştığımız, tarihin hemen her gün yeni bir yorumuna konu olan bu başlığı, hep 'kırkıncı odayı açan' bir yazarın yarına yönelik kaleminden, üzerinde mutlaka durulması gereken saptamalar içinde veriyor..." | |
| | | AuSet_ Misafir düşmanı (iyi bişey bu ha)
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 15/04/08
| Konu: Geri: attila ilhan Salı Nis. 22, 2008 11:58 am | |
| yaşamının son yıllartında kurtuluş savaşı ve osmanlı'nın son dönemlerine ait araştırma ve sunumlara adamış ileri görüşlü şair. o gün onu dinlerken her söylediğinin bugün gerçeklik kazanacağını hiç düşünmezdim.. | |
| | | +18 Henüz Etkisiz Üye Yaz 25 Mesaj
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 12/04/08
| Konu: Geri: attila ilhan Salı Nis. 22, 2008 1:38 pm | |
| BEN ARTIK KÜSÜM
Beni de kırdılar içimde kırdılar
karanlık camlardan sular akıyordu
şimşekli bir boşlukta saat vurdu
beni de kırdılar belki yalnızdılar
belki onların da çocukluğu yoktu
bütün şarkılara kapalıydılar
bir genç kız değmemişti saçlarına.
Beni de kırdılar ben artık küsüm
yağmurları yağmıyor ağaçlarıma
sularından içmiyorum susadım ama
beni de kırdılar soğuk bir ölüm
çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma
oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm
bütün şarkılara kapalıydılar. | |
| | | fürü Henüz Etkisiz Üye Yaz 25 Mesaj
Mesaj Sayısı : 17 Kayıt tarihi : 09/04/08 Yaş : 36
| Konu: Geri: attila ilhan Salı Mayıs 06, 2008 1:40 am | |
| sen benim hiçbir şeyimsin yazdıklarımdan çok daha az hiç kimse misin bilmem ki nesin lüzumundan fazla beyaz sen benim hiçbir şeyimsin varlığın yokluğun anlaşılmaz
galiba eski liman üzerindesin nasıl karanlığıma bir yıldız olmak dudaklarınla cama çizdiğin en fazla sonbahar otellerinde üniversiteli bir kız uykusu bulmak yalnızlığı öldüresiye çirkin sabaha karşı öldüresiye korkak kulağı çabucak telefon zillerinde
sen benim hiçbir şeyimsin hiçbir sevişmek yaşamışlığım henüz boş bir roman sahifesinde hiç kimse misin bilmem ki nesin ne çok çığlıkların silemediği zaten yok bir tren penceresinde
sen benim hiçbir şeyimsin yabancı bir şarkı gibi yarım yağmurlu bir ağaç gibi ıslak hiç kimse misin bilmem ki nesin uykumun arasında çağırdığım çocukluk sesimle ağlayarak
sen benim hiçbir şeyimsinbu şiiri çok seviyorum... teşekkürler | |
| | | AuSet_ Misafir düşmanı (iyi bişey bu ha)
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 15/04/08
| Konu: Geri: attila ilhan Çarş. Mayıs 07, 2008 1:39 pm | |
| aysel git basimdan ben sana gore degilim olumum birden olacak seziyorum hem kotuyum karanligim biraz cirkinim aysel git basimdan istemiyorum benim yagmurumda gezinemezsin usursun dagitir gecelerim sarisinligini uykularimi uyusan nasil korkarsin hicbir dakikami yasayamazsin aysel git basimdan ben sana gore degilim benim icin kirletme aydinligini hem kotuyum karanligim biraz cirkinim
isligimi denesen hemen dusurursun gozleirim hizlandirir tenhaligini yanlis sehirlere goturur trenlerim ya olmek ustaligini kazanirsin ya korku biriktirmek yetisini acilarim iyice bol gelir sana sevincim bir turlu tutmaz sevincini aysel git basimdan ben sana gore degilim umitsizligimi olsun anlasana hem kotuyum karanligim biraz cirkinim
sevindigim anda sen uzulursun sonbahar ugultusu duymamissin ki icinden bir gemi kalkip gitmemis uzak yalnizlik limanlarina aykiri bir yolcuyum dunya genis buyuk bir kulak cinliyor icimdeki cetrefil yolculugum kesinlesmis sakin baska bir sey getirme aklina aysel git basimdan ben sana gore degilim olumum birden olacak seziyorum hem kotuyum karanligim biraz cirkinim aysel git basimdan seni seviyorum | |
| | | +18 Henüz Etkisiz Üye Yaz 25 Mesaj
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 12/04/08
| Konu: Geri: attila ilhan Perş. Mayıs 08, 2008 3:49 am | |
| böyle bir sevmek
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.
Hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.
Yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir. | |
| | | URFALI... Henüz Etkisiz Üye Yaz 25 Mesaj
Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: attila ilhan C.tesi Mayıs 17, 2008 8:32 am | |
| merhaba arkadaşlar valla ne deyim hepiniz(A dan Z ye) süpersiniz başta kurucuya ve yardım edenlere teşekkürler bu arada şiirler de harika şiir olur da biz eklemez miyiz? Devamını bekliyoruz... | |
| | | URFALI... Henüz Etkisiz Üye Yaz 25 Mesaj
Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: attila ilhan C.tesi Mayıs 17, 2008 8:50 am | |
| ...GEÇ KALMIŞ ÖLÜ... Korkacak bir şey yok hesap tamam sıram geldi mi hatta güleceğim kendimi hazırladım biliyorum önce Turgut arkasından Ömer Haybo daha sonra Varujan sonra Nureddin sonra ben değilsem Demokrat Toni sonra o değilse mutlaka benim kendimi hazırladım biliyorum Aysel'in gölgesine saklandım hep susamışım su içiyorum geceler bitmiyor neden bitmiyor uykumun arasında bekliyorum Aysel bütün gece gözünü kırpmıyor el yordamıyla yokluyorum kapıları karanlığa açılmış avucunda diken diken şiirlerim korkacak bir şey yok hesap tamam sıram geldi mi hatta güleceğim kendimi hazırladım biliyorum içki içsem ağzımda cam kırıkları denize girsem sıra sıra boğulmuşlar binmeyi kurduğum gemiler batıyor önünden geçtiklerim beni görmüyorlar yanlışım mı var yoksa geciktim mi Nureddin'den sonra bu ilk sonbahar Ömer Haybo'nun kanı daha kurumadı Demokrat Toni portakal satıyor korkacak bir şey yok hesap tamam sıram geldi mi hatta güleceğim kendimi hazırladım biliyorum o ara Aysel belki dışarda olacak bir kesik olacak dilimin ucunda camlarda bütün bulutlar delirmiş yağmur çocukları çırılçıplak on altı ekim cuma yirmi kırk dokuz Paris-İnter haberlerini vermiş bir telgraf alacağım işte son korkacak bir şey yok hesap tamam sıram geldi mi hatta güleceğim kendimi hazırladım biliyorum ben çıktıktan sonra telefon... | |
| | | URFALI... Henüz Etkisiz Üye Yaz 25 Mesaj
Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: attila ilhan C.tesi Mayıs 17, 2008 5:37 pm | |
| ...GECE BULUŞMASI... Sen İstinye'de bekle ben buradayım içimde köpek gibi havlayan yalnızlığım belki gelmem gelemem beş dakika bekle git çünkü ben buradayım karanlıktayım çünkü elimi kestim beni kan tutuyor şarabım bütün ekşi suyum soğuk yanımda olmadın mı seni seviyorum belki gelmem gelemem beş dakika bekle git yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç karanlık adamlar hüviyetini sordu mu ben senin olmadığını arıyorum belki gelmem gelemem beş dakika bekle git yabancı gibisin miyop gözlerin kısık bana ait ne varsa seni korkutuyor sana ait ne varsa hiçbiri benim değil belki ölmek hakkımı kullanıyorum belki gelmem gelemem beş dakika bekle git... | |
| | | AuSet_ Misafir düşmanı (iyi bişey bu ha)
Mesaj Sayısı : 119 Kayıt tarihi : 15/04/08
| Konu: Geri: attila ilhan C.tesi Mayıs 31, 2008 11:16 am | |
| bu şiirin şimdiye kadar yazılmamış olmasına şaşırdım doğrusu. halbuki hepinizin ilk iki mısrasını ezbere bildiğinden eminim Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur? Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun Sevmek kimi zaman rezilce korkudur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Birkaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor Durup köşe başında deliksiz dinlesem Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum sen yoksun Belki Haziranda mavi benekli çocuksun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaşamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin Hayır başka türlü olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin.. | |
| | | URFALI... Henüz Etkisiz Üye Yaz 25 Mesaj
Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: attila ilhan C.tesi Mayıs 31, 2008 12:33 pm | |
| ....BENİ BİR KERE DÖVDÜLER........ Beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydüm daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri geceleyin dövdüler dişlerimi tükürdüm emirgân'la aramız çok eskiden beri yok niye ölmedim diye bana bozuluyor ötekiler şurda burda azar azar gördüğüm çakıdan bozma itler sustalı birileri fakat çok fena dövdüler size ne söylüyorum bir vakit omzum tutmadı dişlerimi tükürdüm boş yerlerime vurdular yumrukları duruyor gecenin bir saatinde gizlice kustum bir böcek yürüyordu boynumdan içeri burnum mu kanıyordu ağlıyor muydum büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri ayıran eden çıkmadı susadım su veren yok kavgalı olmasaydık belki seni düşünürdüm çocuk sıcaklığına sığınıp uyumayı omzum bir vakit tutmadı dişlerimi tükürdüm fakat çok fena dövdüler size ne söylüyorum daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor hiç kimse o halimde görsün istemiyordum eczane aramak filan aklımdan geçmedi sıcak bir şeyler içmek otelde motelde kavgalı olmasaydık belki seni düşünürdüm dağılmış suratımı avuçlarına saklamayı ağlamayı düşünürdüm kim bilir belki de bir vakit omzum tutmadı dişlerimi tükürdüm beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydüm daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri SENİN İÇİN DÖVDÜLER DİŞLERİMİ TÜKÜRDÜM... -----------------------(BİZDE DARILMAK, GÜCENMEK OLMAZ HELE SİZE ASLA...!)--------------
| |
| | | URFALI... Henüz Etkisiz Üye Yaz 25 Mesaj
Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: attila ilhan Ptsi Kas. 10, 2008 6:53 pm | |
| AN GELİR
An gelir paldır küldür yıkılır bulutlar gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet o eski heyecan ölür an gelir biter muhabbet çalgılar susar heves kalmaz şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork çünkü fena kırmızıdır kan tutar / tutan ölür sokaklar kuşatılmış karakollar taranır yağmurda bir militan ölür
an gelir ömrünün hırsızıdır her ölen pişman ölür hep yanlış anlaşılmıştır hayalleri yasaklanmış an gelir şimşek yalar masmavi dehşetiyle siyaset meydanını direkler çatırdar yalnızlıktan sehpada Pir Sultan ölür
son umut kırılmıştır kaf dağı'nın ardındaki ne selam artık ne sabah kimseler bilmez nerdeler namlı masal sevdalıları evvel zaman içinde kalbur saman ölür çeşmelerden akar bâkî an gelir - lâ ilâhe illallah- Kanuni Sultan ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek kim duysa / korkudan ölür -tahrip gücü yüksek- saatli bir bombadır patlar an gelir Attilâ İLHAN ölür... | |
| | | | attila ilhan | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|